Nilgün Toker İle Söyleşi: “Yurttaşlık Bağının Çoktan Çözüldüğü Bir Ülkedeyiz”

Öteden beri insan hakları mücadelesi veren bir insansınız. Gelgelelim Türkiye’nin sicili bu konuda hiçbir zaman iyi olmadı. Peki şu son 20 seneyi insan hakları ihlalleri açısından nasıl değerlendirmeliyiz? Öte yandan 2023 Seçimleri emek, hak ve meslek örgütlerinin önüne ne gibi ödevler koyuyor?

İnsan hakları ihlallerinin sürekli ve hatta sistematik olduğunu bildiğimiz bir ülkede, hatta dünyada yaşıyoruz. Hakların ihlal edilebilir olması, esasen adaletsizliğin hüküm sürüyor olması demek olduğuna göre, insan hakları ihlallerinin ardında eşitsizlik üreten ve eşitsizliğe dayanan tahakküm sistemleri olduğunu da biliyoruz. O hâlde insan hakları ihlallerinin önlenmesi meselesi doğrudan tahakküm yapılarının ortadan kaldırılması meselesi. Yeryüzünde adalet mücadelesi verenlerin elde ettiği kazanımlar sayesinde oluşmuş insan haklarını korumaya yönelik ilkeler, kurumlar ve mekanizmalar var ama yine biliyoruz ki bu ilke, kurum ve mekanizmaların gücü ve etkisi ancak devletlerin onlara uymaya rıza göstermesine bağlı. Bu rızanın da yapısal sonuçları olmalı ve devlet-yurttaş, yurttaş-yurttaş ilişkisinin referansı insan haklarının tanınması ve korunması şeklinde dönüştürülmelidir.