“Siyaset günleri gelip yetmeden…”

Soma’da yaşanan ve 301 işçinin hayatını kaybetmesine neden olan iş cinayetinin acısı hepimizin hafızasındayken bu kez de Karaman’ın Ermenek ilçesinden gelen haberle sarsıldık. Daha önce güvenlik önlemlerinin yetersizliği nedeniyle defalarca uyarılan bir maden havzasında 18 madenci, su baskını nedeniyle hayatını kaybetti. Madenlerden, inşaatlardan, atölyelerden birbiri ardına ölüm haberleri geliyor. AKP’nin körüklediği hoyrat para kazanma iştahı yüzünden 2014 yılının ilk 9 ayında toplam 1414 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti ve bu sayı hızla artıyor. Adı konulmamış bir savaş cephesinde gibiyiz, her gün kaybediyoruz. Bu böyle devam edemez!

Ayrıntı Dergi olarak bir yılımızı geride bıraktık. Uzun haziran olarak tanımlayabileceğimiz Gezi ayaklanmasının hemen sonrasında çıkardığımız ilk sayıdan bugüne memleketin ve dünyanın politik ikliminden, insanımızın duygu durumuna hiçbir şey bir dengede kalmadı. Denge ve süreklilik gösteren tek şey, devletin bütün kurumlarını parti organıyla bütünleştirmeye çalışan, kendine karşı gelişecek her muhalefeti kriminalize eden “Yeni Türkiye”nin inşası oldu. Muhafazakâr demokratlıktan, sünni otoriterliğe, oradan da tek adam ve tek parti rejimine doğru adım adım inşa edilen “Yeni Türkiye”nin fotoğrafı bir kara ütopya filminin afişi gibi: İşçileri yiyerek büyüyen bir kapitalizm –ya da inşaatçılık–, zorunlu matematik, fizik, kimya derslerinin tartışma konusu olduğu eğitim anlayışı, barış demeye dili varmayan, çözüm süreci derken de her kelimesinden kan damlayan bir savaş çığırtkanlığı… Ayrıntı Dergi’nin 7. Sayı’sı bu fotoğrafın en karardığı noktada taleplerini yükselten, sesi bu karabasanca boğulan Alevileri odağa alıyor. Hükümetin Alevilere karşı aldığı cepheyi anlamaya ve anlatmaya çalışıyor.

Alevilik ve Aleviler konusu herhangi bir inanç meselesi olmanın çok ötesinde derin ve karmaşık sosyal-siyasal boyutlara sahip. Bizler de bu konuyu elimizden geldiğince geniş ele almaya çalıştık. Dosyanın ilk yazısında Abdurrahman Aydın, egemenin sorusunun onun egemenliğini pekiştirdiği iddiasıyla, Sünnilik içinde üretilen Alevilik imgesinin içinde düşünmeyi siyasal iktidarın boyunduruğuna girmek olduğunu ileri sürerek, bu boyunduruğu kırma çağrısında bulunuyor. Gülfer Akkaya, Alevilik meselesinin Alevi erkeklere indirgenmesini sorunsallaştırıyor ve yazısında ataerkinin Alevilik içinde kendini nasıl var edebildiğiyle yüzleşmeye çağırıyor. Mine Yıldırım, zorunlu din dersi konusunda AİHM’in verdiği son kararı ulusal ve uluslararası hukuk açısından değerlendirdiği yazısında AKP’nin din üzerindeki kontrolünü bırakmak istemediğinin açıklık kazandığını vurguluyor. Eğitim Sen uzmanı İlker Akçasoy ile yaptığımımız röportaj, eğitimin sünnileştirilmesini adım adım ve örnekleriyle ortaya koyması ve bunun politik sonuçlarıyla buna karşı politik mücadele hatları önermesiyle önem taşıyor.

Dosya editörümüz Tuba Emiroğlu, geçtiğimiz haftalarda Ankara’da gerçekleştirilen ve düzenleyici kurumlar arasında tartışmalara neden olan Alevi mitingi örneği üzerinden Alevilerin tarihsel hafızalarının bugünlerini nasıl inşa ettiği konusuna değiniyor. Ercan Geçgin CHP’nin, Emek Yıldırım da HDP’nin Alevilerle ilişkisi üzerine yazdılar. Geçgin, Alevilerin CHP’ye yöneliminin CHP’den değil, dışarıdaki büyük tehditten kaynaklandığını iddia ederken Yıldırım Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasının ve Ortadoğu’nun mevcut konjonktürünün Alevileri HDP’ye yaklaştırdığını belirtiyor.

Barış Can, Hakan Mertcan, Hasan Sivri’nin birlikte kaleme aldıkları yazı “Barbarlık Yayılırken” başlığını taşıyor. Yazarlar, mezhepçi savaş politikaları koşullarında güneydeki Alevilerin durumuna ve bunun Türkiye’deki etkilerine odaklanıyor. Avrupa Alevilerine ilişkin yazısında Martin Sökefeld, Almanya’daki Alevi örgütlerinin gelişmesini, tarihselliği içinde inceliyor. Dosyanın son yazısı Erdal Gezik’e ait. Gezik “Raa Haqi/Riya Heqi ya da Hakikat Yolu’nun Takipçilerine Dair” başlıklı yazısında Alevilik çalışmalarını ve Kürt Alevilerin tarihsel konumunu ele alıyor. Dosyamızın hazırlanması aşamasında verdiği destekten ötürü Ayhan Yalçınkaya’ya teşekkürü borç biliriz.

Derginin Gündem bölümü Ortadoğu’da yaşanan olaylar ve Türkiye’ye etkileri ele alınıyor. Doğu Eroğlu, IŞİD’in uyguladığı yöntemlerle bütün dünyadaki cihatçılar açısından edindiği konum ve bu konumun farklı uluslararası güçler tarafından nasıl araçsallaştırıldığını örnekleriyle açıklıyor. Geçtiğimiz ay içerisinde Türkiye’nin en önemli gündemi olan Kobane eylemleri konusunda gazeteci Doğan Tılıç ve HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan ile yaptığımız soruşturmayı da Gündem bölümünde bulabilirsiniz. Bu bölümün bir diğer yazısı ise Selahattin Gezer’in Rojova devrimini anlattığı “Rojova Direnirken” başlıklı yazısı.

Politika-Dünya bölümünde genişletilmiş iç savaşlara sürüklenen ülkemizin de içinde olduğu bölgenin dinamiklerini ele alıyoruz. Bölüm içinde, Hüseyin Beydilli’nin Vahabiler, IŞİD ve AKP: Ortadoğu ve Vahabi Suud Hanedanlığı başlığını taşıyan, hem sunduğu bilgiler hem de bunları içinde anlattığı bağlam bakımından önem taşıyan yazısını; Onur Yıldız’ın Batı’dan IŞİD’in nasıl göründüğüne ilişkin derlediği tartışmayı ve Gilbert Achcar ile bölgeye ilişkin geniş bir perspektif sağlayan söyleşiyi bulacaksınız.

Politika-Teori bölümüne Alain Badiou’nun çağımız soluna ilişkin eleştirel tespitlerini içeren bir yazıyla başlıyoruz. Yazı Yunus Yücel ve Selbin Yılmaz tarafından çevrildi. Ardından Önder Özden tarafından çevrilen Gabriele Fadini’nin Antonio Negri ile gerçekleştirdiği “Materyalizm ve Teoloji: Bir Diyalog” başlığını taşıyan ve politik teolojiye dair ufuk açıcı bir içerik sunan röportajı okuyacaksınız. Bu bölümün son yazısı, Nükhet Sirman’ın tam da dergide Politika-Teori adlı bir bölümün olmasının müsebbibi fikre odaklanan eylem ve teorinin bir aradalığının imkânlarına ve sınırlarına odaklanan yazısını bulacaksınız.

Eleştiri-Sinema bölümünde Selçuk Candansayar Nezahat Gündoğan’ın yönetmenliğindeki 2013 yapımı “Hay Way Zaman” filmini inceliyor. Eleştiri-Edebiyat’ta Meltem Gürle Tutunamayanlar’ın özgün bir incelemesini sunuyor. Eleştiri-Kitap’ta Bora Erdağı komünizm kitaplarına devam ediyor. Bu bölümün son yazısı olarak Ergün Özütemiz, Derek Turner’in Paleontoloji ve Evrim: Felsefi Bir Yaklaşım kitabının incelemesini yazdı.

İyi Okumalar…