Funda Şenol Cantek’in 2006 yılında editörlüğünü yaptığı Sanki Viran Ankara’da yayımlanan ve bu söyleşinin adına da ilham veren, “Bir Toplu Konut: Ankara” başlıklı yazınızda şöyle demiştiniz: “Ankara, her ne kadar birlik, hilal, sancak gibi sözlerle askerî düzeni kutsasa da, şehirlilik bilinci ve ahlakından yoksun olanların yarattığı bir rant cehennemidir. Burası tüm şehirlerimiz gibi inşaat partisi tarafından yönetilir ve programında öncelikle din, millet, bayrak gibi sloganlar yer alır. Bu sloganlar her türlü yolsuzluk iddiasının panzehiridir; bütün eleştiriler vatan hainliği suçlamasıyla kolayca püskürtülür.” İnşaat Partisi derken tam olarak nasıl bir örgütlenmeyi kastediyorsunuz? Ayrıca İnşaat Partisi olarak adlandırdığınız örgütlenme, dünden bugüne nasıl bir dönüşüm geçirdi, 6 Şubat Depremleri’yle nasıl bir ilişki içinde ve AKP bu süreçte neyi temsil ediyor?
Antik Yunan çağında savaşlardan sonra ölüleri toplar, hepsini saygıyla dizer ve bir toplu mezara gömerlerdi. Tanrılara yakarılarla biten bu törenin sonunda bir tümülüs oluşur ve herkes oranın önem verilen, saygıdeğer ölülere ait olduğunu bilirdi. Şimdi ise evler bir depremde höyüğe dönüşüyor, insanlar diri diri toplu mezarlara gömülüyor, saygısızca hakaretlere uğruyor.
Depremden sonra çöken apartmanları, enkazı, kurtarılamayan ölüleri, hiçbir saygı gösterilmeden ölüme terk edilenleri, yardım ulaşmayanları, çaresizliği söylemeyi bile yasaklayanları, yardım kuruluşlarını şirket haline getirenleri, daha depremin üçüncü gününde yurttaşlara acilen konutlar yapılacağını söyleyip yine İnşaat Partisi’ni harekete geçirenleri unutamayız. Böyle bir şey ölüm üzerinden ticareti akla getirir.
Bu içeriğin tamamına dergimizi satın alarak erişebilirsiniz. Satın almak için BURAYA TIKLAYINIZ.