‘Kalpleri’ Kazanmak ve Halkla İlişkiler Savaşı: Ancak Ukrayna’nın NATO ve ABD’nin Bahsetmediği bir “Nazi” Sorunu Var

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesini engelleyemedikten sonra, Batılı ülkeler ve medya kuruluşları, Rusya’yı şeytanlaştırmak ve görünüşe göre kayıt üzerindeki kendi yetersizliklerini örtmek için geçmiş çatışmalardan eski fotoğrafları paylaşmayı ve işgale karşı topraklarını koruduğu için Ukrayna liderliğini övmeyi içeren bir propaganda savaşı başlattılar.

Geçmişte NATO’nun Doğu Avrupa’daki genişlemesi ve tehlikeli güvenlik aygıtları üzerine endişelenilirken, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Moskova ve NATO ülkeleri arasındaki artan gerilimin ortasında geldi. NATO ve ABD, Rusya’nın işgaline karşı bir propaganda saldırısı düzenlerken bile, Putin’in Ukrayna’da silahlı bir çatışma başlatma hesabında çok önemli bir rol oynamış gibi görünen iltihaplı bir soruna göz yumdular.

Ve bu Ukrayna’nın kalıcı “Nazi” sorunudur. Yıllar geçtikçe, neo-Nazizm ideolojisi sadece Ukrayna vicdanında kök salmakla kalmadı, aynı zamanda Ukrayna hükümetinin onayını da kazandı. Bu, doğal olarak Moskova’da, Putin’in Rusya’nın Ukrayna’daki askeri saldırısından günler önce yaptığı konuşmada açıkça görülen endişeleri artırdı.

Putin, 24 Şubat’ta Rus halkına hitaben yaptığı konuşmada, ülkesinin Ukrayna’ya yönelik saldırganlığını bir barış gücü görevi olarak gerekçelendirdi ve Rus kuvvetlerinin yakında gerçekleştireceği askeri operasyonu Ukrayna’nın “nazilerden arındırılması” olarak nitelendirdi. Putin, “Ukrayna’yı askerden ve nazilerden arındırmaya çalışacağız ve Rus vatandaşları da dahil olmak üzere barışçıl insanlara karşı sayısız kanlı suç işleyenleri adalete teslim edeceğiz” dedi.

Ancak Batı, Ukrayna’daki mevcut krizden ellerini temizleme hevesiyle, Rusya’nın bu endişelerini hafife almaya ve suçu tamamen Başkan Vladimir Putin’in otoriter ve revizyonist dürtülerine yüklemeye çalıştı. Batı ülkeleri, Putin’in SSCB’nin parçalanmasını ve buna karşılık gelen Rus prestij ve gücünün kaybını kabul etmeyi reddetmesine bağladıkları “tarihi yanlışları” düzeltme arzusu tarafından yönlendirildiğini savunuyorlar.

Putin’in, batılı güçler tarafından ülkesine yapılan haksız ve tarihi yanlışı düzeltmek için kararlı bir gayretle dolu olduğunu iddia ediyorlar. Ancak bu, devam eden krize tek boyutlu ve biraz önyargılı bir yaklaşımdır. NATO ve ABD’nin bilerek ya da bilmeyerek vurgulamayı başaramadığı şey, gündemlerini gerçekleştirmek için gözdağı verip tehdit etmekten ve hatta şiddet kullanmaktan çekinmeyen ve devlet kurumlarının zımni onayıyla birlikte tırmanarak büyüyen, Ukrayna’daki neo-Nazi destekçilerinin ortaya çıkmasıdır.

Ukrayna devletinin himaye etmekten hoşlandığı böyle bir neo-Nazi grup, özel olarak finanse edilen 30 küsur “gönüllü taburdan” biri olan Azak Hareketi’dir ve ülkenin huzursuz doğu bölgesindeki Rus yanlısı ayrılıkçılara karşı Ukrayna ordusuyla savaşan cephe hattının çoğunu kaplarlar. Azaklar sadece savaş alanında acımasız olmalarıyla değil, aynı zamanda ikinci dünya savaşında Almanya’da ortalığı kasıp kavuran militan bir ideolojiyi benimsemeleriyle de tanınırlar.

Ukrayna’nın Yahudi aleyhtarı ve bağnaz güçlerle cilveleşmesi

Azak Özel Harekat Departmanı veya Azak Taburu, yaygın olarak bilindiği gibi, Ukrayna Ulusal Muhafızları’nın aşırı sağcı ve neo-Nazi birimidir. 2014 yılında Odesa çatışmaları sırasında gönüllü bir milis olarak kurulan Azak Taburu, kısa süre sonra Ukrayna Ulusal Muhafızları’na dahil oldu ve üstünlükçü Nazi inançlarına bağlı olmasına ve onlardan ilham almasına rağmen devlet sıfatıyla hizmet verdi.

Aslında Azak Taburu, dünyadaki beyaz üstünlükçüler için bir ilham kaynağıdır. 2014 yılında kurulduğu sırada, kıdemli bir faşist ve gönüllü grubun kurucusu Andriy Biletsky, grubun misyonunun Ukrayna’yı “hayatta kalmaları için son bir haçlı seferinde dünyanın Beyaz Irklarına liderlik etmesi için” Sami liderliğindeki Untermenschen’e[1] karşı güçlendirmek olduğunu belirtti.

Azak Taburu’nun logosu, İftira ve İnkarla Mücadele Birliği[2] tarafından neo-Nazi sembolleri olarak nitelendirilen Wolfsangel ve Sonnenrad olmak üzere iki amblemden oluşan Nazi esintileri taşıyordu. Bu sembollerin her ikisi de Amerika Birleşik Devletleri’nin farklı bölgelerindeki nefret grupları tarafından yoğun bir şekilde kullanılmakta birlikte Ukraynalı grubun dünya çapındaki üstünlükçü ve bağnaz örgütleri motive etmedeki etkisini de gösteriyor.

Neo-Nazi grup tarafından barındırılan bağnazlık, kısa süre önce Ukrayna Ulusal Muhafızları Twitter hesabının, Azak savaşçılarının Rus tarafından savaşan Çeçen güçlerine karşı kullanılmak üzere mermilerini domuz yağıyla kapladığını iddia eden bir video tweet yayınlamasıyla tam bir ihtişam içindeydi. Gerçek tweet şöyleydi: “Ulusal Muhafızların Azak savaşçıları, Kadirov orklarına karşı kurşunlarını domuz yağıyla yağladı.”

Çeçenistan, Gürcistan’ın kuzeyinde bulunan bir Rus cumhuriyetidir. Çeçen kuvvetleri, Çeçenya’nın savunmasından sorumlu askeri güçtür. Cumhuriyet bağımsız bir durumda değildir, Rus yasalarına ve düzenlemelerine tabidir. Bununla birlikte, domuz yağı kullanımı, çoğunluğu Müslüman olan Çeçenya halkının dini duygularını incitmek amacıyla kullanılmıştı. Domuz, İslam’da tabu olarak kabul edilir ve Müslümanlara hiçbir şekilde domuzlara dokunmamaları dini olarak emredilir.

Ukrayna’da Azak Taburu ve Yahudi aleyhtarı gruplar: Avrupalı komşular için bir tehdit

Ukrayna hükümeti Azov Taburu gibi aşırılık yanlısı örgütleri beslerken, pençelerini dünyaya hızla yayan bu neo-Nazi ideolojisinin yükünü taşımak zorunda olanlar Avrupalı komşularıdır. Solcu bir Alman yayını olan Lower Class Magazine’e göre, Azov’un Fransa, Almanya ve İskandinavya’daki neo-Nazi gençleri arasında taze kan toplayan “Misantropik[3] Bölüm” adlı yarı yeraltı bir birliği var. Yeni askerlere, faşist arkadaşların yanı sıra Ukrayna kamplarında tanklar da dahil olmak üzere ağır ve modern silahlarla eğitim sözü verildi.

Bildirildiğine göre, yabancı Azak gönüllüleri, İkinci Dünya Savaşı sırasında Ukrayna’yı kontrol eden Nazi Reichskommissariat yönetiminden ilham alarak, doğu Avrupa uluslarını beyaz üstünlükçü bir diktatörlüğün yönetimi altına alma arayışı olan “Reconquista” çağrısıyla motive oluyorlar. Ukrayna’daki bir grup Azak gönüllüsü, Ukrayna’yı komşu Avrupa ülkelerinden büyük toprak parçalarını kontrolü altında tutan beyaz üstünlükçü bir ulus olarak yeniden kurma hayalini besliyor.

Azak Taburu gibi beyaz üstünlükçü örgütler, ABD ve Kanada ordusunun himayesi altında gelişti

Buna rağmen, Ukrayna’daki neo-Nazi grupların uğursuz yükselişinden kısmen ABD hükümeti sorumlu tutuluyor. Azak Taburu ile Amerikan Ordusu arasındaki işbirliği yıllar içinde daha da derinleşti. 2018’de Azak Taburu’nun Amerikan askeri danışmanlarından oluşan ekipler ve yüksek güçlü ABD yapımı silahlar aldığı bildirildi. Kasım 2017’de, bir ABD askeri teftiş ekibi, işbirliğini güçlendirmek ve askeri operasyonlarında lojistik destek sağlamak için ön saflarda Azak Taburu’nu da ziyaret etmişti.

Son zamanlarda, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Demokrat Senato üyesi Bob Menendez, Ukrayna’ya silah satın alması için 500 milyon dolar vermeyi ve Rusya’ya saldırmaya cesaret ederse “tüm yaptırımların anası” olarak adlandırdığı şeyi dayatmayı amaçlayan bir yasa çıkardı. Ancak çarpıcı olan, ABD yardımından satın alınan silahların Azak Taburu gibi beyaz üstünlükçü örgütler tarafından kullanılıp kullanılmayacağını denetleyecek herhangi bir mekanizmanın olmamasıydı. ABD yasa koyucuları, Kiev’e bağışladıkları silahların, Rusya’nın doğu Ukrayna’ya bir saldırı başlatmasını engellemelerine yardımcı oldukları sürece, Azak Taburu gibi anti-semitik birliklerin eline geçmesinden hiç çekinmediler.

Bir başka Kuzey Amerika ülkesi olan Kanada da Ukrayna’da neo-Nazileri ve savaş suçlularını beslemekle suçlanıyor. Geçen yılın başlarında, birçok Yahudi grubu, Kanada birliklerinin neo-Nazileri ve Ukrayna’dan gelen savaş suçlularını eğitme sürecine dahil olmalarıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Ukraynalı paraşütçülerin, İkinci Dünya Savaşı sırasında 100.000’den fazla Yahudi ve Polonyalının öldürülmesiyle bağlantılı bir Yahudi aleyhtarı ve Nazi işbirlikçisi olan Stepan Bandera’yı övmek için bir şarkı söylediğini vurgulayan bir videoya dikkat çektiler.

Ukrayna’da Azak ve diğer neo-Nazi gruplara karşı bir dizi insan hakları ihlalleri listelendi. Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları İzleme Örgütü bile Azak ve benzeri grupları bağnaz amaçlarına ulaşmak için vahşet işlemekle suçladı. Onlar aynı zamanda Nazi işbirlikçilerine sempati duymaları, İkinci Dünya Savaşı sırasında Yahudilere karşı tarifsiz vahşeti mahveden Naziler için düzenli olarak meşaleli yürüyüşler düzenlemeleriyle tanınırlar. Bu neo-Nazilerin çoğu aynı zamanda Holokost inkarcılarıdır ve Holokost’un Yahudiler tarafından beyaz üstünlüğünü kontrol altında tutmak için üretilmiş bir yapı olduğunu iddia ederler.

Birleşik Devletler Holokost Anıt Müzesi, Simon Wiesenthal Merkezi, Avrasya Yahudilerini Destekleyen Ulusal Koalisyon, Yad Vashem ve Dünya Yahudi Kongresi dahil, birkaç Yahudi grubu, Avrupa’daki aşırı sağ hareketlerin belirgin bir özelliği olan Nazi işbirlikçilerini rehabilite ettiği için Kiev’i kınayan önde gelen örgütler arasında yer alıyor.

ABD ve NATO, kendi ahlaki çöküşlerini gizlemek için Ukrayna’nın ‘Nazi’ sorununu örtbas ediyor

Ancak dünyanın dört bir yanından ideolojilerine uymayan ülkeleri suçlamak için kendilerine düşen partizanlar, kendi taraflarındaki kötülüğü görmezden gelmeyi uygun görüyorlar. Bir taraftan antisemitizmi kınamakta hızlı ve süratli davranan Batılı milletler, diğer taraftan hegemonyalarına yönelik tehdide karşı savaşmak için bir vekil güç olarak gördükleri neo-Nazi eğilimli bu tür faşist grupları açıkça silahlandırıyorlar ve cesaretlendiriyorlar.

Batı için, Azov Taburu gibi beyaz üstünlükçü ve neo-Nazi gruplar asil kıyafetlerdir ve şu anda Rusya’yı kontrol altında tutma çabalarını desteklemeye yaramaktadır. Bu nedenle Azak Taburu ve onlara benzer grupları demokrasi, barış ve ırk eşitliği için küresel bir tehdit olarak görmüyorlar. Bunun yerine onlara, kendilerini çirkin bir bataklığa sürüklemeden, rakiplerini dövmek için kullandıkları bir sopa gibi davranırlar.

Batının kendilerini rakiplerinden ahlaki olarak üstün olarak yansıtmak için sıklıkla iddia ettiği yüce ahlaki ilkeler, sonuç itibariyle kutsal değildir. Neo-Nazi güçlerine verdikleri desteğin mevcut örneğinde görüldüğü gibi, Batı’nın mevcut amaç ve hedeflerine bağlı olarak son derece yumuşak başlıdırlar. Bununla birlikte, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, Batı’yı ahlaki çöküşünü ifşa etmekle tehdit etti. ABD ve NATO, bu çıkmazdan kaçınmak için Ukrayna’nın neo-Nazilerle cilveleşmesini örtbas ederken, aynı anda bir propaganda yıldırım harekatı başlatıyor, interneti keskin çatışma görüntüleri ile dolduruyor ve Ukrayna liderliğinin ortaya çıkan krize tepkisini büyütüyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali şüphesiz en güçlü kınamaya layıktır, ancak bu, Batıyı, 80 yıldan fazla bir süre önce dünyayı bir savaşa sürüklemekten sorumlu olan bir ideolojiyi beslemekten muaf tutamaz.

Çeviri ve Katkı: Abdulhalim Karaosmanoğlu


DİPNOTLAR

[1] Untermenschen, Doğu’dan gelen kitleler olarak adlandırılan ve Aryan olmayan “aşağı insanlar” için kullanılan, Nazi politikasında son derece önemli bir terimdir. Yahudileri, Romanları ve Slavları (Polonyalı, Sırp ve Rus) işaret eden terim, siyahlar ve engelliler için de kullanılır. Amaçları, toplu katliamlarla bu grupların sayısını azaltmak veya Asya’ya sürgün etmek, kalanları ise köleleştirmektir. (Ç.N.)

[2] Anti-Defamation League, 1913 yılında ABD’de yahudi toplumuna karşı yapılan karalamaları durdurmak ve itiraz etmek, gerektiğinde kanunen hesaplaşmak için kurulan örgüttür. 50 milyon dolarlık bütçesi ile ABD’nin en büyük lobi oluşumlarından biri olduğu bilinir. (Ç.N.)

[3] Yunanca olumsuzluk eki olan “mis” ile insan anlamına gelen “antropos” kelimesinin birleşimi olan misantropi, insan nefreti ve düşmanlığıdır. Örgütlenmeyle amaçlanan ise dünyayı tümüyle insandan arındırmaktır. (Ç.N.)