Taksim’de 1 Mayıs Hareketi ve Hukukun Taktikleştirilmesi

Türkiye’nin protesto ve muhalif aktivizm tarihi açısından 1 Mayısların özel bir önemi vardır. Özellikle 1 Mayıs 1977, 1989 ve 1996’da yaşananlar Türkiye’nin toplumsal/kolektif belleğinde yer etmiş, katılımcılarını olduğu kadar izleyicilerini de derinden etkilemiştir. Türkiye’de 1 Mayıs etkinliklerinin tarihini incelemek hem farklı dönemlerde yürürlükte olmuş toplantı ve gösteri yürüyüşleri rejimlerini hem de muhalif toplumsal hareketleri anlamak için verimli bir giriş noktası sunmaktadır. İlk kez II. Meşrutiyet’in ilanı ardından 1909’da başlayan 1 Mayıs mitingleri, bazı yıllar koyulan yasaklar nedeniyle aralıklı olarak 1927’ye kadar sürmüş; 1927’de son kez yapılan kitlesel 1 Mayıs kutlamaları, DİSK’in 1976 Taksim mitingine kadar, 49 yıl yasaklı kalmıştır. 49 yıl boyunca Türkiye’de kamusal alanlarda kitlesel 1 Mayıs kutlaması yapılamamıştır. Ardından 1976, 1977 ve 1978 yıllarında (ki 1977’de 34 kişinin hayatını kaybettiği bir katliam yaşanmıştır) İstanbul Taksim Meydanı’nda, -1978 yılı sonunda İstanbul’da sıkıyönetim ilan edilince- 1979’da İzmir’de ve 1980’de Mersin’de olmak üzere yalnızca 5 yıl boyunca kitlesel açık hava toplantılarıyla kutlanılabilen 1 Mayıslar, 1980 askeri darbesinin ülke genelinde ilan ettiği sıkıyönetim tarafından tekrar yasaklanmış ve bu kez 1992’ye kadar 12 yıl daha yasak kalmıştır. Türkiye’de 1 Mayısların ancak 1992’den sonra – yasal prosedürün getirdiği mekân, zaman, içerik ve katılımcılar üzerinden koyulan bir dizi sınırlama ve şarta uyulmak koşuluyla- alanlarda kutlanmasına izin verilmiştir. Yalnızca bu bilgilere bakılarak dahi, Türkiye’de 1 Mayısların tarihinin bir yasaklamalar ve kısıtlamalar tarihi olduğu söylenebilir.