Zafer Yılmaz İle Söyleşi: AKP Döneminde Seçimler ve AKP’nin Seçim Politikası

Onur Yıldız: Türkiye’de sağ siyasetin önemli söylemsel vurgularından birisi “milli iradenin gerçek temsilcisi” olmak olageldi. 1950 sonrası düzenlenen hemen hemen tüm seçimlerde çoğunluğun desteğini alan sağ partiler halkın “gerçek” ve “otantik” temsilcisi olma iddialarını yalnızca kültürel olarak halkın temsilcisi olmak ile değil aynı zamanda seçim sonuçlarından yola çıkan bir “çoğunluğun temsilcisi” olmak iddiasıyla pekiştirdi. Seçimler bu anlamda önemli bir meşruiyet kaynağı olma rolünü üstlendi. AKP dönemini konuşmaya başlamadan önce, AKP öncesi döneme dair bir değerlendirme ile başlarsak; Türkiye siyasetinde seçimlerin üstlendiği işlev hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Zafer Yılmaz: Seçimlerin Türkiye tarihinde oynadığı tarihsel rol bir kaç neden göz önüne alınarak anlaşılabilir diye düşünüyorum: Bunların ilki elbette, (i) modern devletin ve siyasal iktidarın meşruiyet zeminin temel dayanağı olarak seçimlerin oynadığı kritik rol ve temsil eden-temsil edilen ilişkisini yapılandıran temsil alanının Türkiye’ye özel koşullarda kuruluşu; (ii) Yönetici elit ve kesimler tarafından Türkiye’de siyasal iktidarın ve ulus devletin inşası açısından seçimlere atfedilen asli rol; (iii) Tabiiyet altına alınan, dışlanan ve yok sayılan, bir başka ifadeyle hakim temsil hesabına dahil edilmeyen ve fakat siyaset sahnesinde aktif bir rol oynamak isteyen toplumsal kesimlerin seçimlere atfettiği rol ve (iv) Anayasacılık ilkesinin ve hukuk devleti anlayışının bir uzantısı olarak seçimlere yönelik yasal ve kurumsal çerçevenin kuruluşu ve Türkiye özelindeki tarihsel evrimi.